Günümüzde markaların neredeyse hepsi pazarlama faaliyetleri ile rakiplerini geride bırakmayı hedeflerler. Bunu yapmak için müşterilerine ulaşabilecekleri her iletişim kanalını etkili bir şekilde kullanırlar. Bu kanallardan biri ise son zamanlarda markaların gözdesi olan “E-mail Marketing”dir. Türkçe anlamıyla e-posta pazarlaması markanın hedef kitlesine belirlenen amaçlar doğrultusunda e-posta göndermesi demektir. Şimdi daha ayrıntılı bir şekilde ele alalım.
E-Mail Marketing Nedir?
Büyük, orta, küçük fark etmeksizin pek çok markanın kullandığı bir pazarlama stratejisi olan e- mail marketing basit bir ileti gönderme işlemidir. Normal ileti göndermeden farkı satın alma faaliyeti oluşturmaktır. Markalar bu pazarlama yöntemi marka bilinirliğini arttırmak, ürün tanımı yapmak, kupon ve fırsatları duyurmak gibi amaçlar doğrultusunda hazırlanmaktadır.
E-Mail Marketing Örnekleri Nelerdir?
- Ürün tanıtımı mailleri,
- Promosyon,kupon, kampanya mailleri,
- Markaya yeni abone olanlar için hoşgeldin mailleri,
- Çekiliş mailleri,
- Sepetinde ürün unutan müşteriler için sepet hatırlatma mailleri,
- Ürün lansman mailleri,
- Ürününüz hazırlanıyor, kargoya verildi gibi bilgilendirme mailleri oldukça yaygın olarak e-mail marketing de kullanılmaktadır.
E- Mail Marketing Avantajları Nelerdir?
- Anında e-mailinizi gönderebilirsiniz.
- Hedef kitlenize diğer pazarlama faaliyetlerinin aksine arada başka aracılar olmadan direkt ulaşabilirsiniz.
- Müşterilerinizle birebir iletişim kurabilir ve özel kampanyalar sunabilirsiniz.
- Toplu bir şekilde e-mail gönderebilirsiniz.
- Maliyet olarak oldukça düşüktür.
- E-mail oluşturmak oldukça kolaydır. Bunun için ücretli ve ücretsiz pek çok araçtan faydalanabilirsiniz.
- Kullandığınız e-mail marketing aracı size pek çok istatistiksel veri sunmaktadır. Bu veriler ile pazarlama faaliyetinin etkili olup olmadığını ölçümleyebilirsiniz.
- Maillerinize video,görsel,metin,link gibi pek çok ileti ekleyebilirsiniz.
Yukarıda görüldüğü gibi e-mail marketing markalar için oldukça önemlidir. Doğru zamanda, doğru mesajla, doğru bir anlatım biçimi ile oluşturulan bir e-mail hem markanın imajı hemde satışı olumlu anlamda etkileyecektir. Bu sebeplerden ötürü markalar son yıllarda e-mail marketing yatırımlarını arttırmaktadır. Bu kadar önem verilen bir pazarlama yönteminin karşısında e-maillerin okunmaması gibi büyük bir engel vardır. Bunun sebeplerini ele alalım.
E Mail Okuma Oranının Düşme Nedenleri
Küçük veya büyük fark etmeksizin bir markanız var ise ve e-mail kullanarak müşterilerinize ulaşıyorsanız elbette okunurluk sizin için önemlidir. Hiç bir marka okunmayacak bir e-mail stratejisine yatırım yapmak ve vakit ayırmak istemez. Peki bir markanın e-mail okunma oranının düşme nedenleri nelerdir?
-
Cihaz- E-Mail Uyumsuzluğu
Son zamanlarda karşımıza çıkan responsive e-mail diye bir kavram vardır. Bu kavram ile markanın gönderdiği mailler hangi cihazdan okunursa okunsun herhangi bir sorunla karşılaşılmaz. Standart eski nesil e-mailler genellikle bilgisayarda okunacak biçimde tasarlanıp biçimlendirilmektedir. Fakat günümüzde ortalama 100 kişiden 47’si maillerini telefonlarından kontrol etmektedir. Eğer mailleriniz yalnızca bilgisayarlarda görüncek sekilde tasarlanmışşsa alıcı büyük ihtimalle okumadan silecektir. Bunun yanı sıra eklediğiniz görseller,tablolar, yazılar kayacak veya üst üste binecektir. Bu da mailinizin okunurluğunu büyük oranda etkileyen durumlardır.
- Böyle bir durumda kalmamak ve okunurluğunuzu artırmak için ilk yapmanız gereken şey e-mailinizin tüm cihazlardan doğru bir şekilde açıldığına emin olmanız gerekmektedir. Mobil cihaz kullanımın oldukça yaygın olduğu ve bir kişinin cep telefonuna günde ortalama 150 kez baktığı düşünüldüğünde responsive email bir seçenek olmaktan zorunluluk olmaya geçmiştir.
-
Gönderen Adresin Tanınmaması
Her Gün onlarca e-mail alırız. Bu e-mailler karşımıza çıktığında bakacağımız ilk şey gönderen kişinin kim olduğudur.Özellikle gizlilik,güvenlik konuları internet dünyasında çok önemli olduğu için e-mail kullanıcılar bilmedikleri ve tanımadıklı iletileri açmazlar. Bunun sebebi kişisel verilerinin çalınabileceği korkusudur.
- Bir markanın bu konuda yapabileceği ilk şey eğer yeni abone olan bir müşteriniz ise hoşgeldin maili atmaktır. Eğer aboneniz değilse örneğin potansiyel bir müşteriniz ise yapmanız gereken doğru bir üslup ile önce kendiniz, markanızı ve amacınızı tanıtmaktır. Bu aşamaları yapmadan doğrudan web sitenize yönlendirmek, kampanya promosyon sunmak, hediye çekilişi gibi fırsatlar sunmak yanlış olacaktır. Alıcıda dolandırıcı veya güven vermeyen bir marka algısı oluşmasına neden olabilirsiniz.
-
Konu Başlığının Çekici Olmaması
Yeni gelen bir e-mailinizi açtığınızı düşünün. İlk olarak baktığınız şey yukarıdaki maddede belirttiğimiz gibi gönderenin kim olduğudur. Peki bir sonraki bakacağınız yer neresi olur. Elbette başlık. Markanız için bir e-mail gönderdiğinizde eğer başlık kısmında müşterinizi yakalayamazsanız iletinin tamamının okunma oranı oldukça düşmektedir.
- Eğer okunma oranının daha fazla olmasını istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey başlığı düzeltmektir. Başlığınızı düzeltirken dikkat etmeniz gereken unsurlardan ilki başlığınızın dikkat çekici olmasıdır. Bunun yanı sıra başlık genel iletinizin bir özeti olmalı ve içerikten kopuk olmamalıdır. Başlıkta abartı cümleler , vaatler kullanarak metni okutmak istiyor olabilirsiniz. Fkat alıcı iletinin tamamını okuduğunda ve alakasız bir içerikle karşılaştığınızda markaya dair güveni zedelenebilir. Bu da marka imajınız için oldukça kötü bir durumdur. Doğru ifadeler kullanarak, maksimum 50 karakter kullanarak başlığınızı yazmalısınız.
-
E-Mail Gönderme Sıklığının Az ya da Çok Olması
Markanızla ilgili her şeyi müşterilerinize anlatmak isteyebilirsiniz. Örneğin çıkan bir ürününüzü tanıtmak, sepette bıraktığı ürünü hatırlatmak, kampanyanızdan haberdar etmek e-mail göndermek için yeterli sebeplerdir. Fakat sürekli e-mail göndermek doğru değildir. Hiç kimse her ürün için bir e-mail görmek istemez. Alıcılar bu süreçte yorulabilir. Özellikle rahatsız edici bir biçimde gün içinde birden fazla kez aynı kullanıcıya ileti gönderiyorsanız bunda bir sorun vardır. Fazla sayıda ileti göndermek bir nevi müşteriyi rahatsız etmektir. Sizin amacınız farklınolsa dahi kullanıcının sizi engelleyebileceği bir ortam oluşturmamaya dikkat etmelisiniz. Bunun yanısıra çok e-mail göndermek kadar az göndermek de doğru değildir. Markanızı unutmasına veya bilinirliğinizin azalmasına neden olabilirsiniz. Özellikle bazı durumlarda müşteriler markalardan özellikle e-mail beklemektedir. Yeni bir ürünü sipariş verdiklerinde, ürün stokta bulunmadığında, marka ile bir sorun yaşadığında müşteri mutlaka bir karşılık bekler.
- E-mail gönderirken mutlaka bir takvim oluşturmalısınız. Günlük, haftalık ve aylık olarak göndermeniz gereken e-mailleri belirlemelisiniz. En iyi sonuçları almak için ise müşterilerinize “E-mail almak istiyor musunuz?” , “Haftalık bültenimizi size iletmemizi ister misin?” gibi sorular sorabilirsiniz. Bu yanıtlar e-mail sıklığınızı kendiliğinden belirleyecektir.
-
Kullanıcı Listesinin Aktif Olmaması
Markaların e-maillerini göndermeleri için elinde mutlaka bir listeye ihtiyacı vardır. Bu listede e-mail gönderilecek kişilerin adresleri yer almaktadır. Fakat bu listelerin güncel olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir. Örneğin 1000 kişiye gönderilen iletiden 80 adet geri dönüş alıyorsanız, geri dönüş yapmayan kesimin içinde e-mail adresi güncel olmayan kişiler bulunması ihtimalini düşünmelisiniz.
- E-mail listenizin güncel olmasına ve listenizdeki kişilerin aktif kullanıcı olmasına dikkat etmelisiniz. Son 6 ay içerisinde gönderdiğiniz e-mailler açılmıyorsa bu kullanıcının aktif olmadığı anlamına gelmektedir Yapmanız gereken listenizden aktif olmayanları ayıklamak ve zaman kaybını önlemektir.
-
Markaya Tepki
E-maillerinizin okunurluğunda birden karşılaşılan bir düşme varsa bunun nedenlerinden biri kullanıcıların markanıza karşı bir tepki olarak okumama ihtimali olabilir. Son zamanlarda yaptığınız marka faaliyetleri, toplumsal bir söylem, çevreye duyarsızlık gibi pek çok konu kullanıcıların tepki vermesine neden olabilir. Böyle bir durumda ise kullanıcılar genellikle marka ile arasına bir set örer ve görmezden gelir.
- Bu gibi bir durumla hiç bir marka karşılaşmak istemez. Yapmanız gereken tek şey marka güvenini tekrar oluşturmaktır.
HEMEN BAŞLA
